Headteacher's Welcome
I'm a paragraph. Click here to add your own text and edit me. It’s easy. Just click “Edit Text” or double click me to add your own content and make changes to the font. Feel free to drag and drop me anywhere you like on your page. I’m a great place for you to tell a story and let your users know a little more about you.
This is a great space to write long text about your company and your services. You can use this space to go into a little more detail about your company.
Dr. Maria Montessori
Maria Montessori 31 Ağustos 1870’te İtalya’nın Ancona kentinde küçük bir köy olan Chiaravalle’de dünyaya geldi. Sert karakterli memur bir babanın ve bilimsel araştırmalar yaparak geçimini sağlayan iyi eğitim görmüş ve okumayı seven bir annenin tek kızıydı. İtalya’da tıp fakültesine giren ilk kız öğrenciydi. Bu yol ciddi bir savaş yoluydu, ama Maria Montessori oldukça cesur olduğunu gösterip 1897 yılında tıp diploması olan ilk kadın oldu. Fransa, İtalya ve İngiltere’de biyoloji, felsefe ve psikoloji eğitimlerine devam ettikten sonra Roma’da bir psikiyatri kliniğinde zihinsel engelli çocuklar ile çalıştı ve bu çocukların tıbbi destekten çok pedagojik yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtti. Devlet tarafından kurulan Orthophrenic Okul’un (zihinsel yetileri geliştirme sanatı okulu) idari asistanlığına getirildi. Kendini zihinsel engelli çocukları gözlemlemeye ve onların gelişimlerine adadı. Saygı görmeleri, teşvik edilmeleri adına sayısız konferanslara katıldı ve haklarını korudu.
Bu dönemde iki Fransız doktor Jean Itard (10 yaşında ormanda tıpkı hayvanlar gibi yaşarken bulunan ve tek başına olduğu için insan ırkına ait karakter özellikleri gelişmemiş yabani çocuk Victor’a yardım etmesiyle tanınır) ve onun öğrencisi Edouard Seguin'in çalışmalarını yakından incelemiş ve onlardan ilham almıştır. Özel eğitime ihtiyaç duyan bu çocuklarda elde ettiği başarı Maria Montessori için bir ilham kaynağı olmuştur. O noktadan itibaren engeli olmayan çocukların düzgün gelişimine ve eğitimine engel olan unsurları araştırmış ve kendi geliştirdiği eğitim materyallerini sunmaya başlamıştır. Antropoloji eğitiminin ardından Roma Üniveristesi’nde pedagoji bölümünde dersler veren Maria Montessori, 1907 yılının Ocak ayında ilk Çocuk Evi’ni kurar. Çocuklar için hazırladığı ortamda onların kendiliğinden gelişim gösterdiklerini gözlemler ve hatta çocukların kendi kişiliklerini inşa etme konusunda müthiş bir mimar olduklarını görür. Odaklanma ve öz disiplin becerilerinden çok etkilenir ve en önemlisi çocuğu gözlemleyerek ihtiyacının ne olduğunu fark eder. Çocuk Evleri çoğalır. Ünü dünyaya yayılır. Herkes bu sistemin işleyişindeki formülün peşindedir. Oysa kendisinin de ifade ettiği gibi, yeni bir şey keşfetmemiştir. Yalnızca çocuğu gözlemleyip ihtiyaçlarına cevap veren bir yaklaşımı izlediğini söyler. 1909 yılında 3-6 yaş arasındaki çocuklar için eğitmenlik kursları açar. Hedefi kendi yöntemini kendi ilkelerine bağlı kalarak geliştirmektir. Montessori eğitimlerinde, önemli olan çocuğa bakışı değiştirmektir. Bu da alçakgönüllülük ve içsel dönüşü gerektirir. Bu sebeple, Maria Montessori, Uluslararası Montessori Vakfı’nı (AMI - Association Montessori Internationale) kurar. 1912 yılında “Montessori Method” ismiyle yayımlanan kitabı meşhur olur ve 20 dile çevrilir. 1934 yılında faşizm iktidara geldiğinde bu totaliter atmosferi onaylamayan Maria Montessori, ülkesini terk eder ve Mussolini tüm okullarını kapatır. Önce İspanya’ya, sonrasında buradaki iç savaş nedeni ile Hollanda‘ya oradan da Hindistan’a gider ve çok sayıda okul açar. Çalışmaları ve mücadeleleri karşılığında Maria Montessori üç kez Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
6 Mayıs 1952‘de Hollanda’da vefat etmiştir. Arkasında sadece döneminde değil, günümüzde de tüm dünyada uygulanmaya devam eden bir eğitim hareketi bırakmıştır.